“Çocuk yatıyordu önümde. Tüfeğimi kayaya
dayayarak çömeldim yanı başına. Kırmızıya boyanmış yeleğinin cebinden sarkan sigara paketini aldım incitmeden. Göğsünden sızan kanın ıslatmasına rağmen , hala içilebilir bir iki dal vardı içinde. Ayırt etmedim, kurulardan bir tane alıp aceleyle yaktım. Bir nefes , bir nefes daha. Eğildim , nereye dalacağını şaşırmış kısık mavi gözlerine bakmaya başladım. - Sağol kardeşim dedim sessizce.”
Şimdilerde bu dünya ile işi kalmamış bir silah arkadaşımın garip bir operasyon anısıdır yukarıdaki satırlar. Belki de on dakika önce onun salladığı kurşunlardan biriyle can vermiş olan bir PKK’lıya, “sağol kardeşim” temennisinde bulunacak kadar saf bir arkadaşımın.
İki ayrı bakış, iki ayrı düşünce ve iki ayrı silahtık. Heyecanımız ve hayallerimiz kullanılmaya müsait, doğrularımız uğruna ölünecek kadar mukaddesti. O günlerin zifiri karanlığında , bir birini avlamaya çalışan iki kardeştik . Aslında tüm günahımız da buydu.
Her şeyden önce aynı topraklar üzerinde bin yıldır omuz omuza yaşamış milletler olarak kardeştik.Sonra bizim din ve akrabalık bağlarımız da vardı.Alıp veremediklerimizi alt alta yazdığımız zaman öyle kan dökecek bir hesap da yoktu anlaşamadığımız.Bu kadar insan ölüyorsa , demek ki yanlış olan, doğru gitmeyen bir şeyler vardı ülkemizde. Bize yanlış yaptıran , amacı kirli bir güç olmalıydı.
77 1 mayısında 36 kişiyi, 78 de Maraş’da 105 kişiyi (resmi olmayan rakamlar bunun 5 katıdır.), 80 de Çorum’da 57 kişiyi, 93 de Bingöl’de 33 askeri, 93 de Sivas’da 37 kişiyi ve sadece 3 gün sonra Erzincan Başbağlar köyünde öldürülen 33 kişiyi katleden güç kim ise , işte kardeşi kardeşe vurduran melanet yine odur. Türk-kürt, sağcı-solcu ya da Alevi- Sünni kimliklerimizi bir kenara koyarak araştırdığımızda , Tüm bu olayların perde arkasında gayet karanlık ve derin bir yapılanmanın varlığı hemen göze çarpar. Olaylara sadece cepheden bakarak bile , insanları bir birine düşürmek için kurgulanmış, provakatif eylemler oldukları kolaylıkla anlaşılır. Dün , 13 askerimizin şehit edildiği saldırının zamanlamasına bakıldığında da şu gayet iyi görülmekmektedir ki, düşman tahrik etmek için yine en doğru zamanı seçmiştir.Bu oyuna gelmemek için aceleyle düşünmemek,aceleyle konuşmamak ve aceleyle adım atmamak gerekmektedir.Hepimiz vatanımızı seviyoruz, hepimizin içi yanıyor ama en azından gelecek neslimizi korumak ve kurtarmak için bu günleri sakin atlatmamız lazım.
Bir birimize sevgiyle bakıp ,anlamaya çalışmadığımız sürece kullanılacak ve bir bir öleceğiz. ALLAH TÜM KARDEŞLERİMİ KORUSUN
Çok güzel bir yazı. Eline yüreğine sağlık.
YanıtlaSilAmin...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil